Çocuğum İstediği Şeyi Almayınca Ağlıyor
Çocuğum istediği şeyi almayınca ağlıyor diyorsanız, yalnız değilsiniz. Pek çok ebeveyn, çocuklarının istekleri karşılanmadığında yaşadığı yoğun ağlama krizleriyle baş etmeye çalışıyor. Bu durum genellikle markette, oyuncakçıda ya da arkadaş ortamlarında daha da belirginleşiyor. Aslında çocukların bu tür tepkileri, gelişimsel olarak oldukça doğal. Ancak sıklaşan ve kontrol edilemeyen ağlama krizleri, sınır koyma ve duygusal gelişim açısından dikkate alınması gereken bir işarettir. Çocuğum istediği şeyi almayınca ağlıyor demek, aynı zamanda “çocuğum hayal kırıklığı ile baş etmekte zorlanıyor” demektir.
Teorik olarak bakıldığında, küçük çocuklar “istek” ile “ihtiyaç” arasındaki farkı ayırt edemez. Bu ayrımı öğrenmeleri zaman alır çünkü beyin gelişimleri hâlâ devam etmektedir. Özellikle 2-6 yaş arası çocuklarda duygularını kontrol etme becerisi tam olarak oturmadığı için, istedikleri olmadığında kendilerini ifade etmenin en kolay yolu olarak ağlamayı tercih ederler. Bu bir çeşit duygusal boşalım ve iletişim biçimidir. Ancak yaş ilerledikçe çocuğun sınırları tanıması, hayır cevabını kabul edebilmesi ve duygularını yönetebilmesi beklenir. Eğer bu beceriler gelişmemişse ve çocuğum istediği şeyi almayınca ağlıyor durumu sürekli hale gelmişse, bu noktada hem ebeveyn tutumu hem de çocuğun duygusal gelişimi detaylıca ele alınmalıdır.
Campus Akademi (Çocuk Gelişim Atölyesi) olarak, çocuklarda sınır koyma ve duygusal denge üzerine ailelerle birlikte çalışıyoruz. Bu tür durumlarda öncelikle çocuğa net ve tutarlı bir yaklaşım sergilemek büyük önem taşır. “Hayır” cevabının ardından karar değiştirilirse, çocuk her ağladığında istediğini alabileceğini öğrenir ve bu davranışı pekişir. Bu nedenle tutarlı olmak, sakin kalmak ve çocuğa duygularını ifade etmesi için başka yollar göstermek gerekir. Örneğin “Şu an üzgünsün, çünkü o oyuncağı alamadık. Ama üzülmek normal, birlikte başka bir şey yapabiliriz.” gibi cümleler çocuğun duygularını tanımasına ve yönetmesine yardımcı olur. Eğer bu durum sık sık tekrarlanıyor ve çocuğun günlük yaşamını etkiliyorsa, çocuğum istediği şeyi almayınca ağlıyor diyen ailelerin bir çocuk gelişim uzmanına danışması, hem çocuk hem de ebeveyn için süreci daha sağlıklı hale getirir.

Çocuk Neden İstediği Şey Olmayınca Ağlar?
Çocuk neden istediği şey olmayınca ağlar? sorusu, hemen hemen her ebeveynin en az bir kere düşündüğü bir sorudur. Özellikle küçük yaşlarda çocukların ağlama tepkileri, yetişkinler için mantıksız gibi görünse de, aslında oldukça anlaşılır gelişimsel nedenlere dayanır. Çocuk, o an içinde bulunduğu duyguyu kelimelere dökemez, öfkesini ya da hayal kırıklığını ifade edecek yeterli duygusal becerilere sahip değildir. İşte bu yüzden çocuk neden istediği şey olmayınca ağlar? sorusunun cevabı, onun dünyayı algılayış şekliyle yakından ilgilidir.
Teorik olarak, çocukların duygularını düzenleme becerileri frontal lob (beynin ön bölgesi) ile ilişkilidir ve bu bölge henüz tam olarak gelişmediği için hayal kırıklığı, öfke ya da engellenmişlik duygusunu kontrol etmeleri zordur. Yani çocuk, istediği bir şeyi elde edemediğinde beyninde yoğun bir stres tepkisi oluşur ve bunu ağlayarak dışa vurur. Ayrıca erken çocukluk döneminde “hemen şimdi olsun” duygusu çok baskındır. Beklemek, ertelemek ya da alternatif üretmek gibi beceriler henüz gelişmediği için, çocuk neden istediği şey olmayınca ağlar? sorusunun cevabı aslında “çünkü başka bir yol bilmiyor” şeklinde özetlenebilir. Duygularını kelimelere dökemeyen çocuklar, ağlamayı bir ifade biçimi olarak kullanır.
Campus Akademi (Çocuk Gelişim Atölyesi) olarak çocukların duygularını tanıma ve düzenleme becerileri üzerine ailelerle birlikte çalışıyoruz. Ağlayan çocuk, aslında anlaşılmak istiyordur. Bu durumda onu susturmak değil, duygusunu tanımlamasına yardımcı olmak önemlidir. “Şu anda kızgınsın çünkü oyuncağını alamadın. Bu çok normal.” gibi cümlelerle çocuğun duygusunu fark etmesi ve zamanla bu duyguyu kontrol etmeyi öğrenmesi sağlanabilir. Eğer bu tür ağlama krizleri çok sık yaşanıyor ve günlük yaşamı olumsuz etkiliyorsa, çocuk neden istediği şey olmayınca ağlar? sorusunun cevabını sadece ebeveyn gözlemleriyle değil, bir çocuk gelişim uzmanı desteğiyle birlikte değerlendirmek çok daha sağlıklı olur. Çünkü duygusal gelişim desteklenmediğinde, bu davranış kalıplaşabilir ve çocuğun sosyal ilişkilerini de etkileyebilir.
Ağlayan Çocuğu Nasıl Sakinleştiririm?
Ağlayan çocuğu nasıl sakinleştiririm? sorusu, özellikle 2-8 yaş aralığındaki çocukları olan ebeveynlerin en çok ihtiyaç duyduğu bilgi haline geliyor. Çünkü çocuklar duygularını bizim gibi kelimelerle ifade edemez; öfke, hayal kırıklığı, korku ya da yorgunluk gibi duyguları genellikle ağlayarak dışa vururlar. Böyle anlarda ebeveyn olarak “sus artık” demek bir çözüm değil, aksine çocuğun daha fazla hırçınlaşmasına neden olabilir. Peki gerçekten ağlayan çocuğu nasıl sakinleştiririm? İşin püf noktası, çocuğun ağlamasını bastırmak değil, duygusunu anlamak ve yönlendirmektir.
Teorik olarak, ağlama çocuklar için bir tür “duygusal boşalım”dır ve bu, sinir sistemini rahatlatmak için oldukça doğaldır. Özellikle küçük yaşlarda beynin ön bölgesi (duygusal kontrol merkezi) henüz gelişmekte olduğu için çocuklar duygularını yönetmekte zorlanırlar. Bu durumda yapılması gereken şey, çocuğu hemen susturmaya çalışmak değil, onun duygusunu onaylayan bir tutumla yanında olmaktır. Ağlayan çocuğu nasıl sakinleştiririm? dediğinizde, öncelikle çocuğunuzun neye ihtiyacı olduğunu anlamaya çalışın: Korktu mu? Reddedildi mi? Aşırı uyarıldı mı? Aç ya da yorgun olabilir mi? Çünkü bazen davranışın arkasındaki temel ihtiyacı çözmek, tüm krizi bitirebilir.
Campus Akademi (Çocuk Gelişim Atölyesi) olarak biz, çocukların duygusal dayanıklılığını artırmak için “duyguları tanıma ve ifade etme” çalışmalarına çok önem veriyoruz. Ağlayan bir çocukla başa çıkarken, önce fiziksel olarak ona yakın olun, göz hizasına inin ve sakin bir ses tonuyla “Şu an üzgünsün/kızgınsın/kırıldın, bunu anlayabiliyorum” deyin. Bu yaklaşım çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlar. Daha sonra nefes egzersizi, sarılma, dikkat dağıtıcı bir oyun gibi yöntemlerle çocuğun duygusunun yön değiştirmesi sağlanabilir. Ağlayan çocuğu nasıl sakinleştiririm? diye düşünüyorsanız, unutmayın: Çocuğunuzun sakinleşebilmesi için önce sizin sakin olmanız gerekir. Eğer bu ağlama krizleri sık ve yoğun şekilde yaşanıyorsa, mutlaka bir uzmandan destek almak, çocuğun duygusal gelişimini daha sağlıklı yönetebilmesi için faydalı olacaktır.

Çocuğun Her İstediğini Almak Doğru mu?
Çocuğun her istediğini almak doğru mu? sorusu, günümüzde birçok anne babanın en çok zorlandığı alanlardan biri. Özellikle alışveriş merkezlerinde, markette ya da oyuncakçılarda çocuk bir şey istediğinde “hayır” demek hem vicdan hem sabır gerektiriyor. Ama burada önemli olan şu: Her isteği karşılanan çocuk, zamanla hem hayal kırıklığı ile baş etmeyi öğrenemiyor hem de sınırları tanımakta zorlanıyor. Bu nedenle çocuğun her istediğini almak doğru mu? diye sorduğumuzda, cevabımız net: Hayır, doğru değil. Ama bunu “yasaklayıcı” değil, “öğretici” bir dille yönetmek gerekiyor.
Teorik olarak çocuk gelişimi, sadece fiziksel ya da bilişsel alanlardan ibaret değildir. Duygusal gelişim de en az diğer alanlar kadar önemlidir. Bir çocuğun istekleri ertelenmediğinde veya sınır konmadığında, doyumsuzluk gelişebilir. Bu çocuklar, hayatın her alanında “istediğim hemen olsun” düşüncesiyle hareket eder ve bu beklenti karşılanmadığında öfke, ağlama, bağırma gibi krizler ortaya çıkabilir. Çünkü çocuk “beklemeyi”, “ertelemeyi”, “sabretmeyi” öğrenmemiştir. İşte bu yüzden çocuğun her istediğini almak doğru mu? sorusunun cevabını verirken, çocuğun uzun vadeli karakter gelişimi ve duygusal dayanıklılığı da göz önünde bulundurulmalıdır.
Campus Akademi (Çocuk Gelişim Atölyesi) olarak ailelere önerimiz, çocukların ihtiyaçları ile isteklerini ayırt edebilmelerine yardımcı olmalarıdır. Her şeye “evet” demek ne kadar zararlıysa, her şeye “hayır” demek de o kadar baskıcı bir yaklaşım olabilir. Önemli olan, çocuğa neden hayır denildiğini anlatmak ve alternatif çözümler sunmaktır. Örneğin, “Şu an bu oyuncağı alamayız ama evde birlikte kartondan bir tane yapabiliriz” gibi bir öneri, hem duyguyu yönetmenizi sağlar hem de çocuğu yaratıcı düşünmeye teşvik eder. Çocuğun her istediğini almak doğru mu? sorusuna verilecek en sağlıklı cevap, denge kurmaktır. Çünkü çocuklar sınırlarla büyür, sınırlarla güven duyar ve bu sınırlar onların sosyal hayata daha uyumlu bireyler olarak katılmalarını sağlar. Eğer bu konuda kendinizi sürekli kararsız hissediyorsanız ya da çocuğunuz hayır cevabına çok yoğun tepkiler veriyorsa, bir uzmana danışmak bu süreci daha sağlıklı yönetmenize yardımcı olur.
İnatçı ve Ağlayan Çocukla Baş Etme Yolları
İnatçı ve ağlayan çocukla baş etme yolları, özellikle 2-6 yaş arası çocukların olduğu evlerde en çok merak edilen konuların başında geliyor. Çünkü bu yaş grubundaki çocuklar gelişimsel olarak “ben merkezli” bir dönemden geçer ve kendi isteklerini diretmekte oldukça ısrarcı olabilirler. Ebeveynler için bu durum zaman zaman yorucu, hatta çaresiz hissettirebilir. Ancak inatçı ve ağlayan çocukla baş etme yolları aslında çocuğun duygu ve ihtiyaçlarını doğru anlayarak, sabırla kurulan sınırlar sayesinde mümkün hale gelir.
Teorik olarak inatlaşma, çocuğun bireyselleşme sürecinin doğal bir parçasıdır. Çocuk artık kendi kararlarını almak, kendi seçimlerini yapmak ister ama bunu nasıl yapacağını bilemediği için ağlama, bağırma ve inatlaşma davranışlarıyla tepki verir. Bu davranış, çocuğun kötü niyetli ya da yaramaz olduğunu göstermez; aksine, duygularını yönetme becerisinin henüz tam gelişmediğini gösterir. Ayrıca ağlama da bir tür “duygusal boşalım”dır ve çoğu zaman çocuk bu yolla anlaşılmak ister. Yani inatçı ve ağlayan çocukla baş etme yolları, çocuğun ne söylediğine değil, ne anlatmak istediğine kulak vermekle başlar.
Campus Akademi (Çocuk Gelişim Atölyesi) olarak biz, bu tür durumlarda ailelere “duygusal koçluk” yaklaşımını öneriyoruz. Yani çocuğun inadıyla değil, duygusuyla ilgilenmek. “Hayır, bu olmaz” demek yerine “Biliyorum bunu çok istiyorsun, şu anda yapamasak da sonra birlikte tekrar düşünebiliriz” gibi cümleler hem sınır koyar hem de empati içerir. İnatçı ve ağlayan çocukla baş etme yolları arasında en etkili yöntemlerden biri de çocuğa seçenek sunmaktır. Örneğin “Bu tişörtü mü giymek istersin, yoksa diğerini mi?” gibi alternatifli sorular, çocuğun kontrol duygusunu besler ve inatlaşma ihtiyacını azaltır.
Eğer inatlaşma ve ağlama krizleri sık sık tekrar ediyor, günlük yaşamı olumsuz etkiliyorsa, bu durumda mutlaka bir çocuk gelişim uzmanına danışmak gerekir. Çünkü bazı durumlarda bu davranışların arkasında duygusal yoksunluk, dikkat ihtiyacı ya da gelişimsel farklılıklar yatabilir. Bu yüzden çocuğunuzu sadece “inatçı” ya da “ağlayan” olarak etiketlemek yerine, onun bu davranışlarla ne anlatmak istediğini anlamaya çalışmak uzun vadede çok daha etkili ve sağlıklı bir yol olur.

Market ve AVM Krizlerinde Ne Yapmalı?
Market ve AVM krizlerinde ne yapmalı? sorusu, özellikle küçük çocukları olan ailelerin sıkça karşılaştığı ve çaresiz kaldığı durumlardan biridir. Çocuk markette ya da alışveriş merkezinde bir şeyi almak ister, alınmayınca da bağırma, ağlama, kendini yere atma gibi kriz davranışları sergileyebilir. Bu durum hem ebeveyn için utandırıcı bir an olabilir hem de kriz anında ne yapılacağını bilememek aileyi oldukça strese sokar. Ancak market ve AVM krizlerinde ne yapmalı? sorusunun cevabı, aslında kriz anında değil, kriz öncesinde başlayan bir hazırlık süreciyle ilgilidir.
Teorik olarak bakıldığında, çocuklar kalabalık, ışıklı, rengârenk ve uyarıcının bol olduğu ortamlarda duygusal olarak daha hızlı tetiklenir. AVM ve marketler çocuklar için adeta duyusal bir patlamadır: Oyuncaklar, şekerlemeler, dikkat çekici reyonlar… Bu durum çocukta hem merak hem de istek uyandırır. Ancak istedikleri her şeye ulaşamadıklarında, duygularını kontrol edemedikleri için ağlama ve inatlaşma gibi davranışlara başvururlar. Yani market ve AVM krizlerinde ne yapmalı? sorusuna cevap verirken, çocuğun gelişimsel özelliklerini ve ortamın uyarıcı yoğunluğunu göz önünde bulundurmak gerekir. Çocuğun “hayır”a vereceği tepkiyi azaltmak için önceden hazırlık yapmak şarttır.
Campus Akademi (Çocuk Gelişim Atölyesi) olarak, ailelere bu krizlerin önüne geçmek için “önceden bilgilendirme ve sınır koyma” yöntemini öneriyoruz. Market ya da AVM’ye gitmeden önce çocuğa “Bir şey almak için değil, sadece ihtiyaçlarımızı almak için gideceğiz” gibi net ve yaşına uygun bir açıklama yapılmalı. Hatta mümkünse alışveriş listesi çocuğa verilip, “Bize yardım eder misin?” gibi sorularla sürece dahil edilmesi sağlanmalı. Market ve AVM krizlerinde ne yapmalı? sorusuna bir diğer önemli yanıt da, kriz anında ebeveynin sakinliğini korumasıdır. Bağırmak, tehdit etmek ya da utanç duygusuyla taviz vermek, çocuğun bu davranışı tekrarlamasına neden olur. Sakin ve kararlı bir şekilde “Şu an ağlaman fikrimi değiştirmeyecek, dışarıda sakinleştiğinde tekrar konuşabiliriz” gibi cümlelerle sınır koymak hem etkili hem de öğreticidir.
Eğer bu tür krizler sıklaşıyor, çocuk her alışverişte kontrolsüz tepkiler veriyorsa, bu durum çocuğun duygusal düzenleme becerileriyle ilgili olabilir. Bu noktada bir uzmandan destek almak, hem çocuğun hem de ailenin günlük yaşamını kolaylaştırır. Unutmayın, market ve AVM krizlerinde ne yapmalı? sorusunun cevabı sadece “o anı yönetmek” değil, çocuğa duygularını tanımayı ve uygun şekilde ifade etmeyi öğretmektir. Bu da zaman, sabır ve doğru yönlendirme gerektirir.
